Çeviriye Katkıda Bulunanlara ve Bulunacak Olanlara Teşekkür

1989'un son aylarında başladığım ve 1990'ın ortalarında bitirdiğim Kuran Çevirisi bilgisayarımda yaklaşık dokuz yıl kaldıktan sonra, nihayet basıma hazır hale geldi. Çeviriye başladığım andan çeviriyi basıma hazır gördüğüm ana kadar çok şey öğrendim. İlginçtir ki, öğrenmenin büyük bir kısmı "unutmak" biçiminde gerçekleşti. Hadis, sünnet, mezhepçi öğretilerin bilincimde ve biliçaltımda oluşturduğu yanlış varsayımları ve bilgileri belirleyip eleştirebilmem için yıllar geçmesi gerekiyordu.

1986 yılında yaklaşık altı ay süren mektuplu tartışmalar sonunda gözlerimi Kuran'ın mesajına açarak benim ortak koşan bir Sünni Müslüman olmaktan vazgeçip tektranrıcı bir müslüman olmama vesile olan Dr. Reşad Halife'nin Tucson Mescidi'ndeki ofisinde 1989 yılının son aylarında Türkçe çeviriye başladım. Reşad bir bilgisayarın başında İngilizce çevirisinin ikinci ve üçüncü basımları için düzeltmeler yaparken, ben bir başka bilgisayarın başında Kuran'ı Türkçe'ye çevirmeye çalışıyordum. Çeviriyi üç ay içinde bitirip yayımlayacaktık! Günde on saatlik bir çalışma temposuyla çalıştığımız o günlerde ayetlerin anlamı üzerinde Reşad ile yaptığım tartışmalar ikimize de çok şeyler öğretti. 1990'ın Ocak ayında sabah namazı için Tucson Mescidi'nin kapısını açan Reşad, Afgan-Paakistan-Suudi destekli Sünni teröristlerce şehid edildikten sonra çeviri üzerindeki çalışmam kesintiye uğgradı. Geriye baktığımda, bu kesintinin hayırlı olduğunu görüyorum. Bu süre zarfında bir çok yanlış anlayışı düzeltme imkanım oldu.

Bu çevirinin gerçekleşmesinde doğrudan katkıda bulunanların sayısı az olmasına rağmen, binlerce kişinin dolaylı katkısı olmuştur. Örneğin bana Arapça dilini öğreten ve geleneksel tabuları eleştirmemde bana örnek olan babam Sadrettin Yüksel'in, beni kollayıp koruyan annemin, İstanbul İmam Hatip Lisesi'nde, öğrencilere hakaret etmeyi ve dayak atmayı marifet bilen bir çok psikopat hocaya karşın insanca öğütleriyle ve anekdotlarıyla beni etkileyen Arapça hocası Adil Teymur'un, Felsefe sevgisini aşılayan hanım hocanın (ismini unuttum; anımsadığım kadarıyla soyadında Begüm kelimesi vardı), çocukluk yıllarımda düşünce yapımın oluşmasında önemli etkileri olmuştur. Necip Fazıl'dan Nazım Hikmet'e, Nefi'den Fuzuli'ye, Çetin Altan'dan Aziz Nesin'e, Seyyid Kutup'tan Ali Şeriati'ye, Gazzali'den Said Nursi'ye, Beyzavi'den Razi'ye, Ludwig Wittgenstein'den Karl Pooper'e, Thomas Khun'dan Carl Sagan'a, Charles Darwin'den Richard Dawkins'e, Russel'den Miller'e, Bourdieu'den Foucault'a, Brennan'dan Rhenquist'e, Einstein'dan Davies'e, Martin Gardner'dan Allen Paulos'a, Ahmet Deedat'tan Reşad Halife'ye, Osman Bostan'dan Altay Ünaltay'a kadar bilim, felsefe, hukuk, politika, din ve edebiyat üzerinde yazan yüzlerce kişinin (ne yazık ki büyük çoğunluğu hep erkek) katkısı veyaz izleri var kişiliğimin ve düşüncemin oluşmasında.

Tabii bu arada yüzbinlerce reklamın, olayın, filmin, mektuplaşmanın, tartışmanın, hikayenin ve makalenin de önemli rolünü unutmamak gerek. Örneğin, 1980 öncesi gençlik örgütlerindeki politik etkinlikler, kardeşimin öldürülmesi, Fatih/19 adlı bir gençlik örgütü kurmam, polislerle ve askerlerle olan maceralarım, Kuran'ın matematiksel mucizesini öğrenmem, dört yıllık cezaevi süresince yaşadığım ve tanık olduğum olaylar, uluslararası şeriatçı örgütlerle olan bağlantılarım, Amerika'ya hicretim, felsefe ve hukuk öğrenimi, Reşad Halife'yle tanışmam, Reşad Halife'nin öldürülmesinden kısa bir süre sonra onu putlaştıran bir grubun İslam tarihini tekerrür etmesi, dünyada ve Türkiye'de gelişen politik ve sosyal olaylar, İnternet, iletişim ve bilişim alanındaki hızlı gelişmeler, bilimsel buluşlar, teknolojik yenilikler gibi nice olayın, kişiliğim ve tavırlarım üzerinde etkileri olmuştur kuşkusuz.

Beyinlerimizin bellek bölgesi ve nöron bağlantıları karmaşık ve özgün bir çevrenin etkisi altında gelişmesine rağmen genetik yapımıza kodlanan “mantık” veya “akıl” programıyla konuşup tartışabiliyoruz ve hatta anlaşabiliyoruz. Benden çok ayrı koşullarda yetişmelerine rağmen, bu Tanrı yapısı ortak programla iletişimde bulunup tartıştığım birçok arkadaştan yararlandım. Örneğin, Dr. Muzaffer Adıgüzel, Mahmut Arıkan, Selçuk Akkaya, Cemal Sait Aktaş, Şerafettin Durmuş, Emir Cengiz, Mahmut Anar, Cumhur Erentürk, Cem Kama­oğlu, Hamza Güler, Shawki Hamdan, Br. Joe, Ahmet Kocagil, Muammer Kutlu, Bedrettin Çiftçi, Dr. Edib Majul, Dr. Aisha Musa, Emine Orhan, Dr. Martha Schulte, Dr. Richard Voss, Necmi Demirkeser, Caner Taslaman, Tufan Karadere, Yasin Çolak, Harun Güner; Gökhan Aycan, Alper Bilgili, Özge Karanfil, Yeşim Cansu, Dr. El-Mehd Haddou, Chris Moore, Linda Moore, Kadir Ulupınar, Mustafa Pıtır, Ahmet Sağlam gibi arkadaşlarımın farklı alanlarda az veya çok katkısı oldu. Özellikle Raci Bayer, Recai Karacan, ve Dr. Recep Dodurgalı bu çevirinin düzeltilmesinde ve geliştirilmesinde büyük katkıda bulundu..

Lütfen elinizdeki çeviriyi, yüzyıllarca süren karanlık bir dönemden sonra yeniden Kuran'ın ışığına muhatap olan bizlerin evrimleşme süreci içerisinde olan bir anlayışı olarak değerlendirin. Çeviri konusunda yapacağınız her öneri veya eleştirinin bu anlayışın olgunlaşması açısından önemi var. Lütfen eleştirilerinizi <www.yuksel.org> veya <www.19.org> yoluyla bana iletiniz.

Edip Yüksel

@edipyuksel